19 Ekim 2013 Cumartesi

YILDÖNÜMÜ (ev hanımı style)

Bugün benim evlilik yıldönümüm. Tam 6 yıl oldu.

Bu güne özel plan-program yaptık mı?
Hayır.
Hatırladık mı?
Hayır.
Peki berabermiyiz?
Hayır.
Hayır.  Hayır.  Hayır.

Koca şuan uçakta memleketine gidiyor. Nedenmiş efendim. Büyüklerini daha sık görmesi gerekmiş. Tamam mübarek git gör ona bişey dediğimiz yok da, niye tarihe dikkat etmiyorsun.  Niye kasıtlıymış gibi bu güne denk getiriyorsun.

Geçen senede hatırlamadık zaten. Ben yeni bebek haberinin şokuyla, eşim sınav heyecanıyla ikimiz birden unuttuk. Birkaç gün sonra da benim aklıma geldi. "Aaa biz nasıl unuttuk. Neyse geçerli sebeplerimiz vardı." diye örtbas ettik. Ama bu ne kardeşim. Sanki 30. 40. yıl. Bu kadarda olmazki. Daha yolun başında sukoyverdik.

Uçağa binmeden önce aradım; hem kutlamak,hem de unuttuğunu yüzüne vurmak için.  'Aa ben valla hatirliyordum da sonradan unutmuşum. Hatta sana hediye yollicaktım ama pazar günü diye o da kaldı.'dedi. Kredi kartından limit talebiyle olayı tatlıya bağladım. Gerçi adam tutar işini sabah konuşuruz dedi ama olsun. Şöyle güzel bişeyler çıkarsa mesela 6. Yılın şerefine 600 lira falan olayı tatlıya hatta bala şerbete falan bağlarım.

Nacizane bide şu evliliğin oturma süreçlerine değinmek istiyorum. Ben yeni evlendiğim zamanlar hep bana "evlilikler 5.yılında oturur" derlerdi. Biz 5.yılı geçtik. Oturduğu falan yok. Her hafta bikavga, her gün bir karmaşa. Sürekli dimdik ayakta bizim sinirler.
Şimdilerde 7.yıl önemli diye duymaya başladım. Bizim evliliğin yaşı büyüdükçe, evliliklerin oturma yaşı da büyüyor. Ama ben gene de sabırla bekliyorum 7'yi, bakalım 5ten göremediğimiz kerameti 7den görebilecekmiyiz.
Geçen biyerden 12 yıl diye de duydum. Tabi bunların hepsi söylenti ama gene de insanın sinirlerini bozmaya yetiyor.
Ha bir de 20.yıl diye de bir dedikodu var ki akıllara zarar. 20 yıldan sonra en kötü ihtimalle 40-50 yaşında olan bir insanın evliliği otursa nee, oturmasa ne. 20 yıl acısıyla tatlısıyla çekmiş zaten karşısındakini. O saatten sonra ayrılıp bir başkasıylamı evlenecek. Yeni tavırlar ,yeni huylar, yeni anlaşmazlıklar, yiine anlaşmazlıklar. Yani ben olsam hiç uğraşamam 20 yıldan sonra eskiye devam.
Ama 30dan sonra baktım gene olmuyo ben de basar giderim Esra Erol'a. ;))


♥♥YILDÖNÜMÜ ♥♥

Sabah ezanıyla başlıyorum yazıya. Güzel şeyler dökülecek diye umud ediyorum ezanın hikmetiyle. 

Bir seneyi daha devirmiş olduk sevgili eşimle. 20.10.2007 tarihidir bizi bağlayan birbirimize. Altı yıl oldu dile en kolay gelen haliyle. 3 çocuk sığdırdık bu kısa! evliliğe. 

Çocuklardan öncesi hiç yaşanmamış gibi deriz ya hani, siliktir o yıllar, aylar,günler,haftalar. Çocuklarımızla var olmuşuz gibi onlardan önce ne yaptığımızı bilmediğimizi söyleriz hep.  Genel olarak  doğrudur da aslında. Rabbimin bize verdiği o müthiş meyvenin, bize yaşattığı tarifsiz ve eşi, benzeri olmayan hazzıdır bize bu duyguyu yaşatan. Ama gene de insan durup düşünmeli, dönüp bakmalı eskiye, eşiyle başbaşa geçirdiği günlere. 
Ben sık sık bakarım eskiye, çokça anarım geçmiş günlerimi. Andıkçada sonsuz şükürle rabbime, tekrar aşık olurum eşime. İçimden hep dua ederim onun için; bana verdiği mutlulukların bin katını versin ona diye.
Sevgili eşim şuan gökyüzünde. Yolculuk uzak memleketlere. Sıla-i rahim edip, büyüklerinin duasını alıp, ellerini öpmeye. 
    "Canım; niyetin kabûl, yolun açık olsun. Ayrı girdiğimiz bu yeni yılımızda başlangıcındaki ayrılığın aksine, daha fazla beraber zaman geçirebilmemiz ümidiyle. "

12 Ekim 2013 Cumartesi

Bloglar-Yazılar-Hatıralar

Uzun zamandır vakit bulupta yazamıyorum. Ama son bir aydır bloglara öyle bir sardım ki; çorba karıştırırken bir elimde telefon, bez değiştirirken poponun yanında telefon sürekli okuyorum. Okudukça içim gidiyo. Bakıyorum insanlar uzun süredir ve hatta uzun uzun yazıyorlar. Bebeklerinden öncesi bile var kimisinin. Nasıl güzel bir hediye, nasıl güzel bir hatıra çocuklar için. Bu yüzden bende çocuklarım için, "annee başlamışsın ama bi düzgün-düzenli-rutin yazmamışsın" demesinler diye daha sık yazmaya niyet ettim. Neden niyet ettim? Çünkü niyet etmek işin yarısıymışda ondan. Yani eldeki avuçdaki malum, zaman kısıtlı. Niyetimizi salih tutalım ki Rabb'imiz yardım etsin. Âmin.


Sizi çok seviyorum canım çocuklarım. Iyi ki varsınız.